Travel Around London with Bobby

Şanghay, Doğu ile Batı’nın mükemmel bir şekilde harmanlandığı, tarih ve modernizmin buluştuğu bir şehir. Büyüleyici Bund bölgesi, tarihi binaların gölgesinde yükselen gökdelenlerle dolu Pudong semti ve Asya’nın en büyük finans merkezlerinden biri olan bu şehir, her adımda farklı bir deneyim sunuyor. Ayrıca, Şanghay’ın zengin mutfağı, geleneksel Çin lezzetlerinden modern füzyon mutfağına kadar geniş bir yelpaze sunuyor. Şanghay, hem tarihi hem de modern kültürü keşfetmek için ideal bir destinasyon.

Day 1Şanghay'ın Kalbinde İlk Adımlar

Şanghay’a vardığımda, modernliği ve tarihi dokuyu bir arada bulunduran bu şehrin enerjisi beni hemen sardı. İlk gün, konaklama için seçtiğim The Peninsula Shanghai oteline yerleştim. Bund bölgesinin tam kalbinde bulunan bu otel, şehri keşfetmek için mükemmel bir başlangıç noktasıydı.

İlk durağım, Bund bölgesi oldu. Bu ikonik bölge, tarihi binaların modern gökdelenlerle olan kontrastı ile ünlü. Nanjing Road boyunca yürüyüş yaparak, şehrin en hareketli alışveriş caddesinde vakit geçirdim. Akşam yemeği için, Bund’daki ünlü M on the Bund restoranında enfes bir Çin füzyon yemeği deneyimledim.

Şanghay, daha ilk günden büyüleyici ve enerjik atmosferiyle beni etkiledi. Bund'un tarihi dokusu ve modernliği bir arada sunması gerçekten unutulmazdı.

Gün 2 Pudong'un Yükselen Yıldızları

İkinci gün, Şanghay’ın modern yüzünü keşfetmek için Pudong’a doğru yola çıktım. Şanghay Kulesi’ne çıkarak, şehrin panoramik manzarasını izledim. 632 metre yüksekliğiyle bu kule, dünyanın en yüksek ikinci binası ve gerçekten nefes kesici bir manzara sunuyor.

Öğle yemeği için, şehrin en yüksek restoranı olan 100 Century Avenue’da mola verdim. Manzara eşliğinde deniz ürünleri ve Asya mutfağının en güzel örneklerini tattım. Öğleden sonra, Şanghay Bilim ve Teknoloji Müzesi’ni ziyaret ederek, modern Çin’in bilimsel başarılarını yakından inceledim.

Pudong, modern mimarisi ve yenilikçi yapılarıyla gerçekten etkileyici. Şanghay Kulesi'nden şehre bakmak unutulmaz bir deneyimdi.

Gün 3 Tarih ve Kültürün İzinde

Üçüncü gün, Şanghay’ın tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmeye adadım. Sabah erkenden Yu Bahçeleri’ne gittim. Bu klasik Çin bahçesi, muhteşem peyzajı ve tarihi yapıları ile beni adeta büyüledi. Bahçedeki sessizlik ve huzur, şehrin yoğunluğundan bir an olsun kaçmak için idealdi.

Öğleden sonra, Şanghay Müzesi’ni ziyaret ettim. Çin tarihine ve sanatına dair pek çok eseri barındıran bu müze, oldukça etkileyiciydi. Akşam, Xintiandi bölgesinde yürüyüş yaparak, Şanghay’ın tarihi binalarının modern restoranlar ve kafelerle nasıl uyum içinde olduğunu gözlemledim. Akşam yemeği için, Xintiandi’deki ünlü Din Tai Fung’da leziz Xiao Long Bao (buharda pişirilmiş mantı) yedim.

Şanghay'ın tarihi ve kültürel zenginlikleri, modernliği kadar etkileyici. Yu Bahçeleri ve Şanghay Müzesi, şehrin geçmişine dair harika birer pencere.

Gün 4Şanghay'ın Sokak Lezzetleri ve Gece Hayatı

Dördüncü gün, Şanghay’ın sokak lezzetlerini keşfetmeye karar verdim. Sabah, Tianzifang bölgesine gittim. Bu eski Fransız Mahallesi, dar sokakları, sanat galerileri ve yerel pazarları ile ünlü. Burada, sokak satıcılarından çeşitli yerel atıştırmalıkları denedim. Jianbing (Çin usulü krep) ve Shen Jian Bao (kızarmış mantı) favorilerim arasındaydı.

Akşamüstü, Şanghay’ın modern sanat sahnesini keşfetmek için M50 Sanat Bölgesi’ni ziyaret ettim. Buradaki galerilerde, yerel sanatçıların çağdaş eserlerini görmek büyüleyiciydi. Geceye doğru, Şanghay’ın ünlü gece hayatını deneyimlemek için Bar Rouge’a gittim. Bund’daki bu ünlü çatı barında, şehrin gece manzarası eşliğinde kokteyllerimi yudumladım.

Şanghay'ın sokak lezzetleri ve gece hayatı, şehrin enerjik ve dinamik yüzünü yansıtıyor. Tianzifang'ın bohem havası ve Bar Rouge'un şık atmosferi, unutulmaz deneyimler sundu.

Gün 5 Tsukiji Balık Pazarı ve Son Düşünceler

Son günümde, Şanghay’ın biraz dışına çıkarak, tarihi su kasabası Zhujiajiao’yu keşfetmeye karar verdim. Yaklaşık bir saatlik bir yolculukla ulaştığım bu kasaba, kanalları, taş köprüleri ve geleneksel Çin evleriyle beni zamanda yolculuğa çıkardı. Küçük teknelerle kanal turu yaparak, kasabanın büyüleyici atmosferini içime çektim.

Öğle yemeği için, bir su kenarı restoranında otantik bir Çin yemeği deneyimledim. Akşama doğru, Şanghay’a geri dönerek, şehrin son anlarının tadını çıkardım ve Nanjing Road’da son alışverişlerimi yaptım.

Zhujiajiao, Şanghay'ın yoğun temposundan bir kaçış ve huzur dolu bir veda oldu. Şanghay'ın sunduğu çeşitlilik ve zenginlik, her anı özel kılıyor.

Şanghay, benim için tam anlamıyla bir kültürel mozaik ve modernlik abidesi oldu. Her köşesinde farklı bir hikaye barındıran bu şehir, tarihi zenginlikleri ve çağdaş yapılarıyla beni büyüledi. Bund’daki tarihi binaların ihtişamı ve Pudong’un gökdelenleri arasında dolaşmak, geçmişle geleceğin mükemmel bir uyum içinde buluştuğunu görmekti. Yu Bahçeleri’nin huzurlu atmosferi ve Şanghay Müzesi’ndeki zengin koleksiyonlar, Çin’in derin kültürel mirasını gözler önüne serdi. Tianzifang’ın dar sokaklarında sokak lezzetlerini keşfetmek ve M50 Sanat Bölgesi’nde yerel sanatçıların eserlerine tanıklık etmek, şehrin yaratıcı ruhunu ortaya koydu. Gece hayatının enerjisi ve Bar Rouge’daki manzara ise, Şanghay’ın ne kadar canlı ve dinamik bir şehir olduğunu bir kez daha hatırlattı. Zhujiajiao’daki su kasabası gezisi, modern şehrin kalabalığından bir kaçış ve huzur dolu bir mola oldu. Şanghay, her anında farklı bir yüzünü gösteren, çeşitliliği ve zenginliği ile keşfetmeye değer bir şehir. Bu şehirde geçirdiğim beş gün, bana unutulmaz anılar ve derin bir hayranlık bıraktı.

My experiences

Konaklama
87%
Yeme & İçme
95%
Kültürel Duraklar
97%
Sanat & Kültür
92%
Alışveriş
80%